Dear diary..
Selam blog,
Bu klasik başlıklar sende ters teper biliyorum. Fakat dinlediğim şarkının sözü buydu o sırada geçen. Of çok smiley kullanıyorum. Hele şu dil çıkaranını. İllet o illet.
Neyse blog'cuğum sana da bir karakter bulsak diyorum. Bulalım bakalım dur sen şurada. Ha? Evet isim. Mmm. En çok sevdiğim iki şeyin birleşimi olsa aslında, ya da avatarımdaki iki şeyin? Staperw. Evet.
Sırdaşlığın. Neyin sırdaşlığı güvenilirdir. Kayaların. Kayalar hareket etmezler, sadece üstlerine oturulursa biriyle ilişkiye geçebilirler. Ona da sinirlendikleri için genelde küfrederler.
Kayalarla dolu bir yerdi Staperw.
Sessizliğin. Ne sessizdir, aslında söyleyecek çok şeyi olduğu halde? Güneş.
Ve Güneş alabildiğine parlardı bu kayaların...
Her zaman yanımda olman. Ne her zaman yanımızdadır? Hiç gitmez, hep oradadır? Ağaçlar.
...ve o kayalardan beslenen ağaçların üstünde...
Havada dururdu Staperw. Havada büyük bir hortumun üstünde gezinirdi. Su yoktu Staperw'de. Hem de hiç. Ağaçlar uzun, en az 70 metre boyundaydı ve insanları kayalık arazide ayaklarını bırakmadan yürüyemedikleri için dallar arasında yaşarlardı. Rüzgar esmediği için evler düşmezdi yere. İnsanlar da. Kanun insanları korurdu, polisi değil. Ama onun dışında hiyerarşi yoktu. İnsanlar kendi fikirleriyle - diğer fikirlerle çatışmadığı sürece - kararlarını alıyorlardı. Staperw, büyük bir elmas şeklindeydi, ortasından s şeklinde bir patika geçerdi. Bu patika'ya "Staperw Anayolu" denirdi çünkü kayalık olmayan tek yer burasıydı ve burada her Salı günü festivaller düzenlenirdi. Sekizyüz kişilik Sekizbin asansörün sadece Salı günleri çalışmasının sebebi de buydu zaten. Bütün nüfusu festival yerine taşırdı asansörler. Kadınlar en güzel elbiselerini giyer, erkekler en şık ceketlerini geçiri ve hazırlanılırdı. Böylece festival tadından yenmez hale gelirdi. Bir de üstüne en güzel gruplar sahne alır, lunapark'taki bütün aletler çalıştırıldı mıydı, evet o zaman bir sonraki haftayı beklerdiniz. Para birimi yoktu Staperw'in. İnsanlar takas ederek geçimlerini sürdürüyorlardı. Staperw bölge veya ülkelere de ayrılmamıştı. Burada insanlara getirilecek sıfatlar sadece davranışları sebebiyle getirilirdi.
Fakat düşmanlarına karşı Staperw çok iyi savunurdu kendini. Elmas'ın dört köşesine ikişer turret, dört kenarına yirmişer gemi yerleştirilmişti. Bu gemilere transfer dallardaki ışınlanma binalarından gerçekleşiyordu. Fakat Staperw hiçbir zaman saldırı amaçlı çağırmadı neferlerini.
İşte böyle blog. Sen bir etsiiin. Sen bir etsiiin. Sen bir etsiiin. Sen bir etsiiin. Sen bir etsiin.
Bu klasik başlıklar sende ters teper biliyorum. Fakat dinlediğim şarkının sözü buydu o sırada geçen. Of çok smiley kullanıyorum. Hele şu dil çıkaranını. İllet o illet.
Neyse blog'cuğum sana da bir karakter bulsak diyorum. Bulalım bakalım dur sen şurada. Ha? Evet isim. Mmm. En çok sevdiğim iki şeyin birleşimi olsa aslında, ya da avatarımdaki iki şeyin? Staperw. Evet.
Sırdaşlığın. Neyin sırdaşlığı güvenilirdir. Kayaların. Kayalar hareket etmezler, sadece üstlerine oturulursa biriyle ilişkiye geçebilirler. Ona da sinirlendikleri için genelde küfrederler.
Kayalarla dolu bir yerdi Staperw.
Sessizliğin. Ne sessizdir, aslında söyleyecek çok şeyi olduğu halde? Güneş.
Ve Güneş alabildiğine parlardı bu kayaların...
Her zaman yanımda olman. Ne her zaman yanımızdadır? Hiç gitmez, hep oradadır? Ağaçlar.
...ve o kayalardan beslenen ağaçların üstünde...
Havada dururdu Staperw. Havada büyük bir hortumun üstünde gezinirdi. Su yoktu Staperw'de. Hem de hiç. Ağaçlar uzun, en az 70 metre boyundaydı ve insanları kayalık arazide ayaklarını bırakmadan yürüyemedikleri için dallar arasında yaşarlardı. Rüzgar esmediği için evler düşmezdi yere. İnsanlar da. Kanun insanları korurdu, polisi değil. Ama onun dışında hiyerarşi yoktu. İnsanlar kendi fikirleriyle - diğer fikirlerle çatışmadığı sürece - kararlarını alıyorlardı. Staperw, büyük bir elmas şeklindeydi, ortasından s şeklinde bir patika geçerdi. Bu patika'ya "Staperw Anayolu" denirdi çünkü kayalık olmayan tek yer burasıydı ve burada her Salı günü festivaller düzenlenirdi. Sekizyüz kişilik Sekizbin asansörün sadece Salı günleri çalışmasının sebebi de buydu zaten. Bütün nüfusu festival yerine taşırdı asansörler. Kadınlar en güzel elbiselerini giyer, erkekler en şık ceketlerini geçiri ve hazırlanılırdı. Böylece festival tadından yenmez hale gelirdi. Bir de üstüne en güzel gruplar sahne alır, lunapark'taki bütün aletler çalıştırıldı mıydı, evet o zaman bir sonraki haftayı beklerdiniz. Para birimi yoktu Staperw'in. İnsanlar takas ederek geçimlerini sürdürüyorlardı. Staperw bölge veya ülkelere de ayrılmamıştı. Burada insanlara getirilecek sıfatlar sadece davranışları sebebiyle getirilirdi.
Fakat düşmanlarına karşı Staperw çok iyi savunurdu kendini. Elmas'ın dört köşesine ikişer turret, dört kenarına yirmişer gemi yerleştirilmişti. Bu gemilere transfer dallardaki ışınlanma binalarından gerçekleşiyordu. Fakat Staperw hiçbir zaman saldırı amaçlı çağırmadı neferlerini.
İşte böyle blog. Sen bir etsiiin. Sen bir etsiiin. Sen bir etsiiin. Sen bir etsiiin. Sen bir etsiin.
Yorumlar