Running over the same old ground, what have we found?
yine uyuyamıyorum.
tam bir sene sonra.
çünkü ne biliyor musunuz? komik bu. dönüp dolaşıp aynı yere gelmiş olmam, aynı yerde koşturup, tam bir sene sonra aynı hikayenin sonuna düşmüş olmam, komik. bilmiyorum ne hissetmem gerektiğini. hangi kelimelerin bedenimi terk edeceğini dahi bilmiyorum bu gece. sadece uyuyamayacağımı biliyorum.
belki yutarım bu lafımı da. belki bu da gelip keser bedenimi. tanrı yok, bunu yüzde yüz bir kesinlikle biliyorum artık. çünkü eğer tanrı varsa, bizden nefret ediyor, tek tek, tüm yeryüzünde koşturan ölülerden. cenneti cehennemden ayırmayı doğumundan on dokuz sene sonra öğrenmiş bir beden tüm ruhunu gökte var olduğunu bildiğinden emin olduğunu sandığı bir çift göze tek bir dilekle akıtırken kanıksadım o dayanılmaz hiçliği. her şey rastgele bu dünyada, iyi bir çift elin arasından akan imgeler dışında. onlar sabitler. aynı yirmi dakika süren ve bir ay boyunca sizi uyanık tutacağını bildiğiniz bir telefon konuşması gibi. her şey rastgele bu dünyada, kelimeler dışında.
bu tesadüf mü bilmiyorum, ama sizinle bir şey paylaşmak istiyorum. bu sayfalardan hep ölesiye bir çarpıklık içinden paylaştım en kişisel ölümlerimi ve doğumlarımı, biliyorum. bu sefer korkmuyorum. bu sefer direk söyleyeceğim tam iki senedir söylemeye korktuğum şeyi. tek tek, kelime kelime. "herkes kaçıyor" demiştim, "en sonunda, herkes kaçar". herkes kaçtı bugüne kadar sevgili nutopia okuyucusu. bu şaka veya mizansen değil, kelimelerin güzel bir oyunu da değil. ben on dokuz yıllık hayatımda benim gerçekten yakınıma girmiş dört insanın kaçarak uzaklaştığını gördüm benden. çoğunun sebebini de bilmiyorum üstelik, sebebini bilmemem daha da incitti onları. biri en yakın arkadaşımdı, biri ciddi anlamda ilk aşkım, biri dünya üzerinde her şeyimi körü körüne bilen tek kişi, biri ise belki de son olabilecek o kutsal. hepsini bir şekilde onları hak etmediğimi hatırlata hatırlata uzaklaştırdım etrafımdan. sorun değil bu. anlıyorum bunu şimdi. bir sene olduğu gibi, yine uykusuz kaldığım o bir ay boyunca süren ölümdeki gibi kendimi sevilmeyi hak etmeyen biri olarak görmeyeceğim yeniden. en azından bunu biliyor kelimelerim bu gece, en azından bundan eminler gilmour kulağımda tanrıyı yeniden notalarla tanımlarken. bir şeyden daha eminim; bu dört insan da benim başıma gelmiş en güzel şeylerden biriydi, ve ben hepsini mahvettim.
garip bir durum bu sevgili nutopia okuyucusu. bu garip durumu koltuğumun altına alıp devam edeceğim hayatımda bir süre bu bloga yer olmayacak. bir süre kendi kanıma karıştırmam gerekecek mürekkebimi. bir süre, eğer sen izin verirsen, dışarıdan nasıl gözüktüğünü bir daha hiç umursamadan yazacağım yazılarımı. bir süre, tamamen yalnız kalacağım.
ölüm huşuya giden yoldur sevgili nutopia okuyucusu. biliyorum, çünkü var olan tek tanrım söyledi bunu. seni çok seviyorum. iyi geceler.
Yorumlar