hiç hiçbir şey eskisi gibi değil hiç hiçbir zaman.
garip balıklar var gözünün önünden gelip geçen.
kimseye vermediğin hesaplar var.
uç uca eklemeye çalışıyorsun kelimeleri ve cümleleri.
uyup uymadıklarından emin değilsin hiç hiçbir zaman.
ezberin var,
sırtını yaslayabileceğin bir omurgan var her şeyden kötü;
düşmeyeceksin yani asla bir daha o çamura
ve o pisliğinden kokusu çıkmış çukurun içine;
ama dibinde gezeceksin
ve senin de suratına sıçrayacak birazı.
nefes.
nefes al.
nefes ver.
yan yana duran hiçbir şey anlamlı değilse,
soru işaretlerini de bir kenara bırakacaksak şu gecenin şu saatinde
en iyisi hatırlamaktır belki.
hatırlamak neyin ne kadar kötü olduğunu eskiden
eskiyle yeni arasında duran şeye bakmak
ve demek,
görmek,
görmediğini bilmek
ve bilemediğini duyumsayarak çözümsemek
ama
ama kim alacak ki tüm o şeytanları karşısına?
ben mi?
sanmam.
yalnız ve yanlış bir şeyler var ölümün ucunda,
kararmış ve solmuş bir ayırdına varmak bu en sonunda,
kül olmuş her şeyi savur bir yana,
savur aklını ve aşkından geriye kalan son damlayı,
bırak kendini rüzgara
ve akıntıya
ve kalbin çektiği tüm o çekitaşı hayat ağrılarına;
sadece ayakta durarak "hayır" de,
diyebileceğini duyumsa,
nefes aldığın müddetçe iyi olduğunu hatırlat kendine,
seni öldürmeyen şeylerin unutulmaz olmadığını;
seni öldürecek her şeyin de en nihayetinde ya ölüm
ya da yaşamın içnden bir anı olduğunu anımsa
ve yaşa
ve nefes al
ve nefes ver
ve kahret ve yarat ki onlar gibi ol
ve kahrol ve yoket ki "ben" diyebil kendine
ki müziği duy
ki müziği hissetme
ve elin dursun,
sayfaya bak
ve atla kendi kendinin üzerinden
bak öyle boşlukta dalgalanan yansımana
hiçbir şey
hiç hiçbir şey
eskisi gibi değil
hiç hiçbir zaman.
garip balıklar var gözünün önünden gelip geçen.
kimseye vermediğin hesaplar var.
uç uca eklemeye çalışıyorsun kelimeleri ve cümleleri.
uyup uymadıklarından emin değilsin hiç hiçbir zaman.
ezberin var,
sırtını yaslayabileceğin bir omurgan var her şeyden kötü;
düşmeyeceksin yani asla bir daha o çamura
ve o pisliğinden kokusu çıkmış çukurun içine;
ama dibinde gezeceksin
ve senin de suratına sıçrayacak birazı.
nefes.
nefes al.
nefes ver.
yan yana duran hiçbir şey anlamlı değilse,
soru işaretlerini de bir kenara bırakacaksak şu gecenin şu saatinde
en iyisi hatırlamaktır belki.
hatırlamak neyin ne kadar kötü olduğunu eskiden
eskiyle yeni arasında duran şeye bakmak
ve demek,
görmek,
görmediğini bilmek
ve bilemediğini duyumsayarak çözümsemek
ama
ama kim alacak ki tüm o şeytanları karşısına?
ben mi?
sanmam.
yalnız ve yanlış bir şeyler var ölümün ucunda,
kararmış ve solmuş bir ayırdına varmak bu en sonunda,
kül olmuş her şeyi savur bir yana,
savur aklını ve aşkından geriye kalan son damlayı,
bırak kendini rüzgara
ve akıntıya
ve kalbin çektiği tüm o çekitaşı hayat ağrılarına;
sadece ayakta durarak "hayır" de,
diyebileceğini duyumsa,
nefes aldığın müddetçe iyi olduğunu hatırlat kendine,
seni öldürmeyen şeylerin unutulmaz olmadığını;
seni öldürecek her şeyin de en nihayetinde ya ölüm
ya da yaşamın içnden bir anı olduğunu anımsa
ve yaşa
ve nefes al
ve nefes ver
ve kahret ve yarat ki onlar gibi ol
ve kahrol ve yoket ki "ben" diyebil kendine
ki müziği duy
ki müziği hissetme
ve elin dursun,
sayfaya bak
ve atla kendi kendinin üzerinden
bak öyle boşlukta dalgalanan yansımana
hiçbir şey
hiç hiçbir şey
eskisi gibi değil
hiç hiçbir zaman.
Yorumlar