eskiden

    bir kalp kırılmaları vardı yeri göğünden söken

 incindim mi tüm dünyayı inletirdim

kimse duymazdı ama ben bilirdim


eskiden

        kimse sevmeyecek beni gibi hissederdim

   herkes davetliydi duvarın dibindeki son seslenmeye

anlamadığımı anlatamadan giderdim


eskiden kaçmazdım çukurlardan

   çukur olduklarını bile görmezdim

eskiden kaçınmazdım birini sevmekten

  sevmemek için sebep bilmezdim

canım yanardı eskiden

  yaralarım olurdu pamuk tutardım üzerine

bırakıp gitmezdim açıkta

 üstünü kapatmazdım kirli kumlarla

kirlenmezdi içim

 kazanamaz ve kaybedemezdim 

çünkü devamlı kaybedendim ben 

 kaybetmekten ölümüne korktuğum eskiden


dünyanın dört farklı kıtasında üzüldüm ben

  yağmurun altında gökten aşk dilendim

bulduğumu yedim, yiyemediğimi kaybettim

    ve isyan ettim adaletsizliğe

        çünkü benden başka herkesti işte

           aramadığını bulmak için isyan etmek zorunda kalmayan

              bulamadığını aramamak için yarasına kum ve kor tutmayan

         ve evet ihtiyaç duymak ayıptı belki de

     ve belki de ihtiyaç duymamalıydım hiçbir vakitte

  ama böyle olsun isteyen de ben değildim

sadece kendi seçimlerimle geldiğim bu gece vaktinde


birileri bir yerlerde birbirine çarpıyor geceleri

  beni buluyor bulanlar ve sonra uzaklaşıyorlar ben uzaklaşmazsam

ben görüyorum ya da onlar görüyorlar yoldaki heceleri

  yan yana koyunca "git" diyorlar ben onları okumazsam

keşke artık yorulmasam yalnız yürümekten 

         ama çok geç


eskiden 

  ağlardım gitmiş ve geçmiş olana

 ağlamakta bir tutunuş ve duruş vardı 

tutunup durdukça ruhum rahatlardı 

eskiden

       bir çeşit rüyanın kaybıydı beni güden

     gerçeğin ve hüznün arasındaki bir boşluktu nehirler

    birilerinin beni gerçekten sevebileceğini unutmamışken


her şey çok karışık şimdi bazen

 her şeyin ne kadar karışık olduğunu görmezden gelemediysem

   iyi bir haber almamışsam mesela telefondan

     ya da iki kadeh bir şeyler içmemişken

  ya da ihtiyacı olan birilerine yardım etmemişken 

kendi kayığımı kurtarayım derken kaygımda boğulmamışken

  her şey çok karışık

    her şey çok karışık bazen


halbuki hiçbir şey 

          gerçekten anlamanız çok elzem

               hiçbir şey bu denli ve bu kadar şiddetli bir biçimde

                    karışık değildi eskiden.


ben ne verebilirim bu insanlara geri 

   bundan başka hiçbir şey düşünmek istemiyorum artık

  sevgiyse sevgi, dikkatse dikkat, tavsiyeyse de konuşurum ileri geri

bu havlumdur

  bu da ringin ipleri


diyebilsem ve kabul edebilsem keşke vazgeçirildiğimi


Yorumlar

Tamer Turkmen dedi ki…
hala ara ara buraya geldiğimde bir şeyler, birileri, birkaç kelime olduğunu görmek içimi ısıtıyor.

Popüler Yayınlar