Just Like You Imagined.

Şu aralar çok feci sinema gazındayım. Oscar'lardan beri acayip film izliyorum. O zamandan beri seyrettiğim filmler şöyle, Jurassic Park, The Lost World: Jurassic Park, Jurassic Park III, 12 Monkeys, The Life & Death of Peter Sellers, Lord of War, 2001: A Space Odyssey, Chaplin. Oscar'ların 9 gün önce olduğunu da hatırlarsak, günde hemen hemen bir film eder. Bunların arasında iyi ve kötü filmler vardı, fakat en aklımda kalanlar The Life & Death of Peter Sellers, Chaplin ve 2001. Çok methedilen 12 Monkeys'i pek beğenmedim, üstelik Brad Pitt'in Oscar adaylığına layık bulunmuş performansını da pek takdir etmedim şahsen, Fight Club'da daha iyiydi bence. Lord of War, Nicolas Cage'in kötü oyunculuğuna rağmen, Jared Leto'nun süper oyunculuğu ve Truman Show'un senaristi Andrew Niccol'ün su gibi akıp giden, (nadir bulunur) özgün ve kaliteli senaryosu sayesinde, "fena değil" kategorisine girdi. Fakat yine de Nicolas Cage'e Rumble Fish'ten gelen bir bilinçaltı dürtüsü sebebiyle kızgın ve kılım. Almayacaktı Matt Dillon'un kızını (Diane Lane oluyor kendisi). Alala.

Jurassic Park serisi ve 2001 ise öyle büyütüldükleri kadar efsanevi değillermiş bunu gördüm. Ha 2001, en iyi film listeme girdi, muhtemelen ilk ondan hem de, bir külttü de ayrıca, fakat öyle lanse edildiği gibi bilim kurguların mihenk taşı değil. Aksine çok değişik ve standart bilim kurgulara nanik çeken bir yapım. Müziklerden yönetmenliğe kadar herşeyden kendini belli ediyor. Her neyse, zaten Kubrick'e de aynı gözle bakamıyorum The Life & Death of Peter Sellers'tan beri. Pembe Panter falan da seyredemem artık, nasıl bir filmdiyse, artık Peter Sellers'ın hiçbir filmini aynı gözle seyredemem yahu. Çok güzeldi.

Öte yandan, bir diğer biyo-film, Chaplin, Robert Downey Jr.'ın makyözlerin hışmına kurban gidişinin dışında kalan yönleriyle dört dörtlük oynadığı bir film olarak hafızamda. Ayrıca şu kadroya bakar mısınız, Robert Downey Jr. (Ally McBeal), Moira Kelly (One Tree Hill), Anthony Hopkins (BÖH!), Dan Aykroyd (The Blues Brothers), Kevin Kline (Sophie's Choice, Wild Wild West, A Fish Called Wanda), Diane Lane (Rumble Fish), Milla Jovovich (Resident Evil), Geraldine Chaplin (Chaplin'in öz kızı, filmde Charlie Chaplin'in annesini oynuyor, yani kendi babaannesini), ve Jurassic Park'lardan sevip/nefret ettiğimiz Richard Attenboroug, yönetmen olarak. Şimdi diyeceksiniz ki, bu kadro nasıl ses getirmemiş, getirmemiş tabii, çünkü bu saydıklarımdan Hopkins, Lane, Aykroyd ve Kline dışında hiç kimse o vakit ünlü değildi. Gerçi dört te az değil lan. Nasıl ses getirmemiş film? Aslında bende getirdi, gerisini de salla.

Bir de Lord of the Rings Online: Shadows of Angmar diye bir oyunu betasına başladım, fena oyuna benzemiyor. Büyük te konuşmayayım. Ama şöyle diyeyim, şu an server'lar down olmasaydı nah girerdim bloga mloga.

Meh, güya ben en sevdiğim aktörler ve aktrisler ile alakalı bir yazı yazacaktım, neyse artık başka bir gün.

I found an island in your arms
Country in your eyes
Arms that chain us
Eyes that lie
Break on through to the other side
Break on through to the other side.

Yorumlar

revan dedi ki…
o değil de, ben renk üçlemesini seyredecem. Cuma dersane öncesi vaktim var, alayım... Sen izledin mi abi?

Popüler Yayınlar