It's the feeling that you're dreaming. (You're not really dreaming)

pencereden atladı o adam.

o adam vardı eskiden. o adam rahattı, her şeyi çözmüştü hayatında. her sorunun elbet bir cevabı vardı, maskesinin deliklerinin ardında gördüğü şeyleri görmediğini sanıyordu o. pencereden atladı o adam. geri gelmedi.

düştüm sonra ben. düştüm, biliyordum, şarkılar söylemişti bana düşmekle uçmak arasında ipince bir çizgi olduğunu. haftalarca düştüm, belki aylarca. her şeyi kaybettiğim hissi vardı peşimde. neyi anlamıyordum?

pencereden atladı o adam. ben geri çekildim. iyice baktım odama, duvarlarına, pencerelerine, olmayan kapılarına. hep pencerenin ucundaydım ben. hiç bakmamıştım ayaklarımın altından fezaya akan nehri. nehrin bittiği yer her zaman denizdi. deniz bitirmişti nehri. odamı görüyordum artık, tabanını.

pencereden atladı o adam. o atladı ve ben düştüm. cihanın tüm deryaları gözlerimin içinde kuruyana kadar düştüm, ayışığı öldü ben düşerken, yakamozlar söndü isimsiz harplerin süngülerinde. o adam o pencereden asla geri gelmedi. o atladı ama benim hayatımdaydı değişen her şey.

neyi anlamıyordum ben?

Yorumlar

Popüler Yayınlar