Tonight's gonna be a good, good night.

bitti. kimsiniz, nesiniz, ne arıyorsunuz bu blogda bilmiyorum ama bitti işte. olmuyordu, yürümüyordu, yapamıyorduk bir türlü ve bitti. her şeyin bir sonu olduğunu öğrenmiş olmasam daha da koyardı belki de yerine gelmemiş vaatleri; ama bu haliyle acıtmadan, kanatmadan, sakince bitti.

böyle yaşanmamış olsa değersizliğe düşerdim yine, bunlar gelmemiş olsa başıma, tekrar bir masanın altındaydım, kulaklarımda clint'in müziği, aklımda sonradan hatırlanması gerekecek birkaç korkunç kelime. bu son öyle değildi bu sefer. ömrümün tüm sonlarının aksine "where is my boy?" dinlettirdi bana bu; yerindeydi, gerekliydi. bir sürü kelimesi vardı kendini anlatabilmesi için. anlattı da. buldu kendini birkaç tekrarlı sözcükte, öğüttü, barındırdı, saklamadan söyledi. o söyledi ve biz buraya geldik işte.

bir süre, eğer benim hayatı ıskalamamak için sapkın bir kompülsifliğe bürünmeye kararlı tarafım izin verirse elimdekilerle yetinmek istiyorum. onların minneti yetecek uzun bir süre bedenime. sükut, müzik, futbol, odtü, hejanın teyzesinin verdiği lcd ve ailem. bir süre bunlar bana hayli hayli yetecek. yetmediği gün kompülsif ıska karşıtlığını tekrar gözden geçiririz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar