What happened to me? Was it a turning that I took? What happened to the future? It's not as good as the book.
boşluğu yazmak istiyorum, ilhamımı, beş seneyi. bilmek istiyorum daha fazla, daha fazla bilmeyi istemek istiyorum. var olmadığım şeyler olma fırsatlarını ve var olmadığım şeylerin var olmamasını istiyorum. istemiyorum aslında, istediğimi yazmak istiyorum.
boşluğu yazmak istemiyorum aslında ben, gerçeği yazmak istiyorum ve o gerçeğin benim olmasını. söylediğim şeyleri kafamda söyleyip yazdığım için yazıya döküldüklerinde oluşması kaçınılmaz olan boşluktan kaçınmak istiyorum. eskisi gibi olmak istiyorum, eski gerçeklik gibi, eski yalan gibi veya eski roller gibi. girdilerime baktığımda kendimi iyi hissetmek istiyorum fakat bu hislerin sonra romanın sonunda ilüzyon çıkmalarını istemiyorum.
üstümdeki sorumluluğun bir kısmını hakkıyla bitirip teslim etmek ve dinlenmek istiyorum, acımı parçalara bölmenin mantığını yadsımamak istiyorum. arkadaşımın dertlerinin, sadece onlarla savaşma biçiminin bu kadar asil olmasından dolayı bitmesini istiyorum, bir diğer arkadaşıma ise sinir oluyorum.
insanlara onları sevdiğimi söylemek istiyorum ve bunu söylememem için kısıtlanmaktan, toplumsal veya viyolonsel nedenlerden nefret ediyorum. espri yapmak istiyorum, insanlar beni sevsin istiyorum, dramatik etki ve fantastik tepki istiyorum. yazılarımın okunduğu tonlamayı kontrol edebilmek istiyorum, olumlu tepkinin kazanılacak, hak edinilecek bir şey olmaya devam etmesini istiyorum. doğru, ayarında şeyi söylediğimde hissettiğim o viking çocuk parmak şaklatması hissini sevmeyi istiyorum, fakat onu tanımayıp kullanmaya çalışmanın hüsranla biteceğini de biliyorum.
dürüstlüğün bir sonucunun olmadığını ya da olduğunu yüzde yüz kanıtlamak istiyorum, dürüst olduğum zaman hayatta kalmamın tek yolunun millet tepkisini umursamamak olduğu gerçeğini umursamamak istiyorum. insanların hepsinin teker teker dürüst olup tüm davranış kalıplarının aslında ilk başta rol olduğunu fakat sonraları buna inanılmaz derecede inandıklarını söylemelerini istiyorum bu da temelde benim yaptığımın sahtekarlık olmadığını kanıtlama arzumdan kaynaklanıyor.
doğruyu bilmeyi sadece onu söylemeyi istediğim için istiyorum, onu bilerek hareket etmeyi istediğim için. doğruyu istemiyorum ben, biliyormuş gibi davranmayı istiyorum.
bu yazıya dramatik bir son yazmak istiyorum. herkes beni sevsin ve takdir etsin diye kasıyorum çünkü, kasmamak da istemiyorum. ve bunu o kadar istiyorum ki, doğru sonu bulana kadar yazıyı asla sonlandırmayacağım.
sanırım.
heh.
boşluğu yazmak istemiyorum aslında ben, gerçeği yazmak istiyorum ve o gerçeğin benim olmasını. söylediğim şeyleri kafamda söyleyip yazdığım için yazıya döküldüklerinde oluşması kaçınılmaz olan boşluktan kaçınmak istiyorum. eskisi gibi olmak istiyorum, eski gerçeklik gibi, eski yalan gibi veya eski roller gibi. girdilerime baktığımda kendimi iyi hissetmek istiyorum fakat bu hislerin sonra romanın sonunda ilüzyon çıkmalarını istemiyorum.
üstümdeki sorumluluğun bir kısmını hakkıyla bitirip teslim etmek ve dinlenmek istiyorum, acımı parçalara bölmenin mantığını yadsımamak istiyorum. arkadaşımın dertlerinin, sadece onlarla savaşma biçiminin bu kadar asil olmasından dolayı bitmesini istiyorum, bir diğer arkadaşıma ise sinir oluyorum.
insanlara onları sevdiğimi söylemek istiyorum ve bunu söylememem için kısıtlanmaktan, toplumsal veya viyolonsel nedenlerden nefret ediyorum. espri yapmak istiyorum, insanlar beni sevsin istiyorum, dramatik etki ve fantastik tepki istiyorum. yazılarımın okunduğu tonlamayı kontrol edebilmek istiyorum, olumlu tepkinin kazanılacak, hak edinilecek bir şey olmaya devam etmesini istiyorum. doğru, ayarında şeyi söylediğimde hissettiğim o viking çocuk parmak şaklatması hissini sevmeyi istiyorum, fakat onu tanımayıp kullanmaya çalışmanın hüsranla biteceğini de biliyorum.
dürüstlüğün bir sonucunun olmadığını ya da olduğunu yüzde yüz kanıtlamak istiyorum, dürüst olduğum zaman hayatta kalmamın tek yolunun millet tepkisini umursamamak olduğu gerçeğini umursamamak istiyorum. insanların hepsinin teker teker dürüst olup tüm davranış kalıplarının aslında ilk başta rol olduğunu fakat sonraları buna inanılmaz derecede inandıklarını söylemelerini istiyorum bu da temelde benim yaptığımın sahtekarlık olmadığını kanıtlama arzumdan kaynaklanıyor.
doğruyu bilmeyi sadece onu söylemeyi istediğim için istiyorum, onu bilerek hareket etmeyi istediğim için. doğruyu istemiyorum ben, biliyormuş gibi davranmayı istiyorum.
bu yazıya dramatik bir son yazmak istiyorum. herkes beni sevsin ve takdir etsin diye kasıyorum çünkü, kasmamak da istemiyorum. ve bunu o kadar istiyorum ki, doğru sonu bulana kadar yazıyı asla sonlandırmayacağım.
sanırım.
heh.
Yorumlar
İnsanları sevdiğini söylemene hiçbir şeyin engel olmasına izin verme. "Seni seviyorum" dediğin zaman "Ahaha, benimle evlenecek misin?" esprisini yapmayıp da kendini mutlu hissedecek ve sana olan karşılıklı sevgilerini ifade edecek olan insanlar da var.
Faust'un Mephistopheles'le tanışmadan önceki monologu, bu yazıya benziyordu. Benim de aklıma o geldi ^^;
yaziyi okumadan once de seviyordum.
ama seni tanimiyor olsaydim ve sadece yaziyi okusaydim,
o zaman su an yine seni seviyor olurdum.
sanirim elinde degil insanin
kendi turunde olanlari
seviyorsun
:)