Beat me, hate me, you can never break me. Will me, thrill me, you can never kill me.

Orada bir yerlerde büyük bir karanlık var korkan. Duruyor sadece. Aydınlığın gelmesini bile beklemiyor, güneşin doğması onun için önemli değil. Duruyor sadece orada o, basitçe bekleyerek. Sıfatları ve yüklemleri yok onun, bitmeyen hareketleri ve anlamsız konuşmaları varlığını işgal etmiyor dünyanın. Kimse yokken varolmuş o, ve herkes varken yokolmaktan korkuyor. Yalnız. Tek başına, çünkü hiç kimse yok onunla beraber düşmekte olan. Biri dönüp bakıyor ona arada, ama o da biliyor işin gerçek yüzünü, o da biliyor yalnızlığının gerçek olduğunu. Yeri rahatsız, hayatı anlamsız, varoluşu sadece varlığın tanımına bağlı ve hepsini hissediyor o.

Çünkü o gerçek. O yalan. O her şey ve hiçbir şey olmaya en yaklaşan. O başlangıç. O son. O başlangıç. O başkaldıran ve o itaat eden, o söyleyen ve söylenen. O her şey. O hiçbir şey olmaya en yaklaşan. Onun varlığı hipnotik, o her şeyi dokunduğunda yalan yapan. Ve o karanlık.

Ve o korkuyor.

O başlangıç. O son. O başlangıç

Başlangıç son çünkü ve son da bir başlangıç.

***

Bir yolda yürüyen bir adam var. Hızlı hızlı yürüyor biraz, bir yere yetişmesi gerekiyor. Eskisinden kaçıp yenisine koşuyor gibi bir hızla ilerliyor, öyle bir ifade var suratında. Sanki gerçek olan ve olması vaadedilen her yalanı görmüş ve hepsini tanımlamış gibi. Sanki her şeye hükmetmiş ve tüm hepsini gerisinde bırakıp yabana koşmuş gibi. Çizgiyi çekmiş adam, gerisine bakmış ve ilerisini ezberlemiş. Güçsüzlüğünü kabul ettiği için güçsüzleşmiş ve güçlülüğünü sahiplenmediği için düşmüş göz önünden. Her şeyi varmış ve aslında hiçbir şeyi kaybetmemiş gibi. Ama bırakmış, dedim ya, eskiyi. O sadece gerçekliğin peşinde koşuyor artık.

Adam yolda yürümeye devam ediyor yavaşlayarak. Yolun keyfini çıkarmaya çalışıyor yapabildiğince. Kimse yok orada ama o varmış gibi davranıyor, gerçeklikten çok uzakmış gibi her şey, o da gerçeklikten uzaklaşıyor. Yürümeye devam etmiyor artık. Duruyor. Gökyüzüne kaldırıyor kafasını, güneşi görüyor. Olmayan güneşi. Güneşin havada yarattığı boşluğa bakıyor, yas tutanları hatırlıyor her şeye hükmettiği eskideki. Ama o burada artık, ve burada kimse yas tutmuyor. Yine dönüyor arkasına, görebiliyor sanki onları. Dönmeye, dönmek istemeye çok yakın. Dönmek istediğini ağlamaya çok yakın.

Yapmıyor.

Devam ediyor yolunda koşmaya, yürümüyor artık, koşuyor. Varmak için, koşuyor olmak için, koşmama fikrine kıyasla daha rafine olduğu için koşuyor. Nereye gittiğini bilmiyor. Ama koşuyor. Çünkü biliyor o, koşmazsa düşeceğini biliyor. Düşerse kanayacağını biliyor. Ve kanarsa güneşin geri dönmeyeceğini... adı gibi biliyor.

***

Sesleri duyuyorsun değil mi?

Evet.

Duyuyor olmalısın.

Çünkü gerçek onlar, değil mi? Kelimelerin kavradığı anlamlar onlar?

Sesleri duyuyorsun değil mi?

Hayır duymuyorsun. Duysaydın böyle davranmazdın.

Hipnotik değilsin, kaotik olmadın hiç. Bilmedin, bildirmek istemedin, kendi kendine söylenmedin, aşka gelmedin ve hiçbir şeyin anlam ifade etmediği diyara hiç gitmedin.

Sesleri duyuyorsun değil mi?

Hayır bence duyuyormuş gibi yapıyorsun.

Sesler sana hiç gelmedi, hiç görünmedi, varlığın hiç kanıtlanmadı ve yanlışlanmadı. Hayır. Sesleri duymuyorsun sen. Hiç duymadın. Sen sadece yalancısın, yoksun, varlığın bir yanılsama sadece.

Bir varsanrı.

Sesleri duymuyorsun değil mi?

Duyamazsın değil mi?

Hayır.

Duyuyor olamazsın.

Çünkü gerçek onlar, değil mi? Ve sen değilsin.

***

Bir. İki. Üç. Yok. Var. Herkes orada. Bir. İki. Üç. Noktalar. Herkes burada. Bir. İki. Üç. Kimse hissetmiyor. Bir. İki. Üç. Yalan bunlar. Herkes söylüyor. Bir. İki. Üç. Çok tekrarlar. Herkes var ve herkes burada. Bir. İki. Üç. Zorladın mı? Herkes zorluyor. Bir. İki. Üç. Ritm zor mu geldi? Herkesi zorluyor. Bir. İki. Üç. Dilini unuttun mu? Herkes hatırlıyor. Bir. İki. Üç. Denedin mi? Herkes vazgeçiyor. Bir. İki. Üç. Evet mi hayır mı? Herkes öylece duruyor. Bir. İki. Üç. Zor mu? Herkes zor diyor. Bir. İki. Üç. Alıştın mı? Herkes alışanları seviyor. Bir. İki. Üç. Duydun mu? Bir. İki. Üç. Görebildin mi? Bir. İki. Üç. Hissedebiliyor musun? Bir. İki. Üç. Kırk sekiz oldu tam olarak, hala mı? Bir. İki. Üç. Elli bir şanslıdır belki. Bir. İki. Üç. Elli dört gerçekleşmek zorunda. Bir. İki. Üç. Belki elli yedi. Bir. İki. Üç. Altmışda bir şeyler olmak zorunda. Hissedebiliyor musun hala? Ritm zor mu geldi? Alıştın mı? Duydun ve görebildin mi? Kaybettin mi? Kazandığın sanrısına kapıldın mı? Suçun varlığına kanaat getirdin mi? İlaçların kullanımını takdir ediyor musun? Marijiuana gerçekten var mı? Ritm zor değil değil mi? Herkese zor geliyor çünkü. Herkes alışıyor sonra. Herkes seviyor alışan herkesi. Ritm zor değil, değil mi? Hayır. Değil.

Yorumlar

Popüler Yayınlar