Sonra uyandım, sonunda ben anladım.
gündüz uzun süre uyuduktan sonra uyanmak garip gelmiştir bana hep. bu bir karardır tabii ki, hatta belki de yapılması gereken bir şeydir ama, uzun süre uyuyup uyandıysam, uzun süre uyuyup uyanmanın yarattığı terden çok daha derin bir şey üşütür beni. pişman olurum ben hep bir şeyleri ıskaladığıma, belki bir çizgi film, belki arkadaşlarla dışarıda bir şeyler oynama ihtimali, belki de kendime ayıracağım biraz zaman, gitmiştir hepsi, geri gelmeyecektir. tam o an, uyuduğum için nefret ederim kendimden, sanki bir zaafta bulunmuşum gibi.
öyle hissediyorum şimdi.
ne edebi olacak ne de okunmaya kasacak kadar ruhum yok, birkaç kelimeyle derdimi anlatmak istiyorum sadece. bunun sonunda neyin olmasını beklediğimi bilmiyorum, belki biriniz gidip ona ne kadar pişman olduğumu söylersiniz, belki de yazarsam iyileşir karnımdaki yanma hissi, o acımasız pişmanlık, o yaşanmaması gereken yaşantı.
saçmalık.
yazamıyorum, burası o kadar aşikar ki. kafam yerinde bile değil, ne olup bittiği konusunda bir fikrim yok ve yazamıyorum. yazmaya hala niye ısrarla devam ediyorum o halde? edebi tek bir kaygıya bile cevap veremezken neden bu derece ısrarlı işkencem?
ben o kadar aptalım ki...
saçmalık. tamamen saçmalık.
***
"xx ki..." "yy ki..." diye biten cümlelerimden nefret ediyorum. nokta. "o kadar fazla kullanıyorum ki..." artık canım sıkılmaya başladı.
ve hala yazamıyorum bu arada.
***
hayır.
Yorumlar