And I'll always need her more then she could ever need me. I need someone to ease my mind.
ortasından yaşam geçen parçalı şehrimi özledim deli gibi. şarkılar dinliyorum bana yardımcı olsun diye, oysa ki ait olmanın yanından bile geçmiyor hiçbir nota, hiçbir söz. çünkü istanbul'a ait olmak... işte istanbul'a ait olmanın o büyüsü öldürüyor insanları. istanbul doğu'nun umutlarının yandığı yer, batı'nın kibrinin ölümü görmüşçesine olgunlaştığı o şehir çünkü. ve ben içinde yürümeyi özledim. istanbulun hiçbir şeyini bilmeden, istanbula gözlerim kapalı ait olmayı özledim. istanbulu gözlerim kapalı dinlemeyi özledim, kornalarını, feribotlarını, minibüsçülerin çığlıklarını, taksim meydanını... hiç bitmesini istemediğim bir şarkıydı istanbul, bitene kadar özleyemediğim. istanbul. sonsuz şehrim, ölümsüz şehrim. seni çok özledim.
istanbul'da yağmur başka yağar biliyor musunuz? istanbul o kadar kirli ve o kadar günahkardır ki, o kadar kanamıştır ki kasıkları, yağmur daha güçlü uzanır istanbulun yaralarını temizlemeye. diğer tüm dünyaya temiz akar yağmur, ve güzel kokar dünyanın geri kalanında istanbulda olduğu gibi. ama istanbula akan yağmur daha mutlu eder seni. sen bakarsın o yağmura kafanı kaldırıp, evine yetişmeye çalışırken ve o yağmur alır nefesini elinden. daha kirli bir şehre yağan daha temiz bir yağmurdur o. ve kirlenir tekrar, istanbula dokunan her şey gibi.
istanbul'da doğmak daha başkadır biliyor musunuz? türkiye'nin başka hiçbir yerinde ölümle bu kadar iç içe doğmaz bir bebek. her yeri ölümdür istanbul'umun, egsozları zehirli, suyu kirlidir. sokaklarında magandalar dolaşır elinde bıçaklarla. gece ışığın yanmadığı yerlerde tinercileri vardır torbalarına sanki tanrı onları o torbadan sonra bulacakmış gibi sarılan. bulmaz tanrı kimseyi istanbulda. tanrı unutmuştur istanbulu çünkü, istanbul özgürdür çamurunun ve kanının içinde.
her şey biter istanbulda, her şey başlar. ölüm ve yaşamdır istanbul, zengin ve fakirdir. en güzel kar kadar temiz ve en günahkar adam kadar kirlidir elleri. gözlerinizi kapar onları açık tutarak. dinletir kendisini hiçbir şey söylemeyerek.
istanbul. bunak şehir, yaşlı şehir. şehrim. seni çok özledim.
Yorumlar
sabahları yine sis oluyor boğazda, 8.45 vapuru yavaş gidiyor.
öğlenleri çok sıcak, ama hep esiyor, ince çıkınca nezle ediyor adamı.
"...üniversitelerde imtihan çığlıkları"
sana istanbul'u anlatsın Cem Karaca. anlatsın ki, daha da özlemle, daha da sevinçle an bu güzel şehri.