Hell shines above us and the fires bright.

Bir bahaneye ihtiyacım var.

***

Kimse yok karşımda. Sadece duvar. Sadece düşüncelerim ve oradan oraya atlayan gözlerim. Sadece üçümüz varız turuncu duvarlı bir odada.

***

Bilgisayarımda üç fan var, Power Supply'ın içindeki, anakartın üstündeki ve bilgisayarın arkasındaki. Bunlardan biri tak tak ses çıkarıyor, ama bu ses kasayı 45 derece sağa yatırınca sona eriyor. Bende açtım pc'nin içini, açık iki fanın içini temizledim. Power Supply'ı açmaya korktum ona dokunmadım açıkçası. Gerçi ses kesildi gibi ama, yine de Power Supply'ın içindeki fanı birşey tak tak vurmaya teşvik ediyorsa n'aparım bilmiyorum.

***

Önümde temizlik için kullandığım diş fırçası var. Biraz kirli, biraz da temiz. Aynı ins--- Şaka lan şaka. Diş fırçasından ne gibi bir edebiyat yapılabilir anasını satayım.

***

Alpay Erdem'in şöyle bir karikatürü vardı, Eşyanın Tabiatı adlı. Bir adam bir vazoya bakıyor ilk karede. İkinci karede vazoya biraz daha bakıyor. Üçüncü karede vazoyu tokatlayıp "eşyanın ne gibi bir tabiatı olabilir amına koyayım" diyor. Sanırım en sevdiğim karikatür bu.

***

Bir de şey var tabii:
-Kardeş bu Porşe ne kadar?
*250 milyar
-YUH! Daha geçen hafta 240'tı!
*Peki ondan önceki hafta ne kadardı?
-230 milyar.
*Demek kii?
-Demek ki ben her hafta buraya geliyorum
*Fakaaat?
-Fakat birşey almadan gidiyorum.
*Demek kii?
-Demek ki gelmemem lazım artık.
*Fakaat?
-Fakat yüzsüzlük edip yine geleceğim sanırım.
*Demek kii?
-Yeter sıktı artık ama.
*Fakaat?
-Fakat sen ne pis adammışsın be!
*Demek kii?
-Demek ki çakacağım şimdi bir tane!
*Fakaat?
-Fakat sen polisi çağırmışsın!
*Demek kii?
-Demek ki içeriden çıkınca ananı..
*Fakaat?
-Fakat içerideyken de sen benim anamı... lan! lan durun bırakın lan!

Yorumlar

Popüler Yayınlar