A son of God, you know you must arrive.

"Mizaç olarak öyleyim ben"... bu cümleyi kullanmak o kadar zavallı bir biçimde hoşuma gidiyor ki. O kadar mide bulandırıcı bir haz alıyorum ki söylerken... Kategorize edilmek, kendimi üç küçük kelimede tanıtmak o kadar hoş ediyor ki beni. Etmemeli. Lütfen etmesin, Allah'ım, lütfen etmesin.

***

Birşeyler yazabildiğimi göstermek istiyorum devamlı, yazmak istiyorum ama yazmayı istediğim zamanla yazmam gereken zaman o kadar farklı ki. Yazmak ve takdir edilmek istiyorum, ama takdir edildiğim ve ettiğim hiçbir yazımı isteyerek yazmadım. Plansız, önceden düşünülmemiş ve tuluattan hallice bir havayla yazdım onları. Ve hiçbirinde ne yazacağımı bilmeden bakmadım blog sayfasına.

***

Midemle penisim arasında bir his var, sanki devamlı tahrik oluyormuşum gibi. Oysaki yarım saattir Football Manager 2008 oynuyorum ve gördüğüm en davetkar grafik bir kırmızı futbol topu. Anlamıyorum bu duygu nereden geldi, nereye gidiyor.

***

Yazmak istiyorum. Birşeyler yazmak istiyorum, eskisi gibi gözlerim sadece karanlığa bakarken, gördüklerimi yazıya dökebilmek istiyorum. Yapamadığımı istiyorum ben, yapabildiklerimi istiyorum. Yapacağımı istiyorum. Sadece yapmak istiyorum.

***

Ben hiçbir zaman dünyayı taktığıma inanmamıştım. Hep insanlar umrumda değilmiş gibi gelirdi, hep onların görüşlerini takmazdım gibi gelirdi. Yanılıyormuşum. Hem de çok. Dünyayı ve içinde bulunan küçük bok tanelerini takmamaya yeni başlıyorum. Siz burada sadece benim muhabbetimle muhatap olmak için mevcutsunuz, çünkü ben sizinle ilişkiye girmediğim müddetçe sürece siz yoksunuz. Karanlık eğer nesneleri görünmez yapan büyük bir kavramsa, siz karanlıktasınız. Benim dünyamda siz yoksunuz ve aksini kanıtlayamazsınız. Kendi varlığınızı bile bana kanıtlayamazsınız. Sadece ben varım bu dünyada, arkhe benim, evren benim, düşünen benim ve sadece ben varım. Daha bunun ayırdına yeni yeni varıyorum. Benim için sadece ben ve yardımcılar var, hayatımda başka hiçkimsenin başrolü yok. Sizi ne kadar seviyor ve sizden vazgeçemiyor olsam da. Ve emin olun seviyorum. Ama şunu aklınızda tutun, bana göre ben olmadıkça siz yoksunuz. Gözlerimi kapattığımda sizin orada olduğunuzu kanıtlayamam.

***

Hayat gerçekten de bilinçaltımızla direkt iletişimde olan ve onun her isteğini bilincimizin ödeyeceği bir bedelle yerine getiren bir şey olabilir mi? Gerçekten kader dediğimiz ve bizi dumur eden kavramların tümü sadece bilinçaltımızla iletişimde olmadığımız için bizden üstün geliyor olabilir mi bize? Bilinçaltımız herşeyin temeli olabilir mi gerçekten? Hücrelerin dürtüleri var. Elektrik akımlarının dürtüleri var. Herşey fiziksel olabilir mi gerçekten?

***

Sağ elimde hayallerim
Sol elimde kelimeler
Zihnimde kalemim
Alnımda düşmeyi bekleyen bir damla ter

Oturuyorum bir kuytuda
Bir şarkı söylüyorum
Zihnimde kalemim
Bakışlarım, yere düşen ter damlasında

Kulağımda söylediğimden
Farklı onlarca yalan
Zihnimde kalemim
Bakakalmışım, buharlaşanın ardından

Yorumlar

Popüler Yayınlar