California show your teeth, you're my priestess I am your priest.

merhaba sevgili şüpheler ve güvensizlikler. görüşmeyeli baya olmuştu. bakıyorum da sizi gördüğümden beri performansınız elitistliğinden bir bok kaybetmemiş. ne hoş, ne alımlı. ne trajik, benim için.

gittiğinizde, giderseniz tabii, yine gelin, olur mu?

***

Lost'un Locke ve Jack üzerinden adayı arena kabul ederek yaptığı karşılaştırmalara vuruldum ben. Bilim adamı ve inanç adamı, sayı ve dua. Dört sezondur Locke'un ve Jack'in adaya yaklaşımları arasında gidip geliyor adanın açıklaması ve dört sezondur ne Locke yalanlanıyor, ne Jack. Locke yaradana haykırıyor onu neden yalnız bıraktığını öğrenmek için ve o sırada suratına bir ışık yansıyor. Belki inanç... ama Desmond. Ama işte Lost'un en güzel yanı bu... Desmond, evet, ama peki ya inanan bir Desmond'sa ne olacak? Ya Desmond'ın o ışığı yakmasıysa kader, ışığın yanmasından ziyade? Tesadüf diyen Jack, kader diyen Locke'u yalanlayabilir mi? 

Açıklanamayanın açıklamasının bu kadar karmaşık olması o kadar doğal ve o kadar hayranlık uyandırıcı ki. Kabul, Lost'un fenomen olmasının sebebi her bölümün sonunda ışıklı ekrandan beynin ön bölgesine çarpan cliffhanger, fakat iyi bir dizi olmasının sebebi tam da üstte bahsettiğim paragraf. Ve aynı üstteki paragrafın bahsettiği gibi, iyi bir diziyle fenomen bir dizinin aynı dizi olmaması için hiçbir sebep yok.

***

Durdum. Öylece duruyorum şu an, bir şey yapmama konusundaki azmimden başka hayatımda süregelen bir düzen yok. Zevk yok, ya da var da, bilemiyorum. Çok güzel oyunlar bekliyorum, çok şeker filmler ve çok hoş bir gelecek, ama bugünde boş beleş takılmaktan başka bir şey yapmaktan acizim. City of Heroes oynayasım var ama bak ha.

Ya da acaba WoW'a gidip Snowflâke'i mi kassam? Ama WotLK gelince zaten Gnome DK açacağım şimdi Gnome Warr açmanın lüzumu ne allasen?

Belki de WAR'a girip Black Orc açarım... hmm tamam akşam en azından bunu bir saat... ay açasım yok be.

***

uykum geldi çok çok.