Oh god, don't leave us by ourselves, we're bound to take up drinking.
inancımı kaybediyorum.
ciddi bir şekilde islama inandığım bir an da oldu benim, islamın ötesinde -çoğunlukla bir korkunun itici gücüyle- daha yüce bir tanrıya inandığım da. bunu kelimelerle anlattım çoğu zaman, bazen onlara da ihtiyacım kalmadı, kendi kendime tekrarladım konuşmayarak, düşünmeyerek.
ama buradayız işte, inancımı kaybediyorum yavaş yavaş. çok az şey cevap verebiliyor sorularıma, bir yaratıcının olduğunu reddedemiyorum veya kabul edemiyorum, hatta bu yaratıcının varlığı "büyük ihtimalle var" kategorisine daha yaklaştıkça o yaratıcının neden bu kadar apatetik olduğunu sormak zorunda hissediyorum kendime. bir din bana rwanda'da 800.000 tutsi katledilirken, çocuklar ve kadınlar ölürken, hepsi tanrım diye haykırırken hem de, tanrının neden tek bir dokunuşla tüm acıları silmediğini anlatsa keşke. inanmak istiyorum, çok hem de, ama kayıp gidiyor parmaklarımın arasından tüm cevaplarım. hiçbir şey yanımda kalamıyor ben bu soruları sordukça, ve sormayı bırakamıyorum.
hayat güzel, bunu biliyorum. zaman zaman acı verdiğinde bu güzelliği göremeyeceğimi biliyorum ama bir astronotun houston'a uzaydan dönüp söylediği gibi, "insanın keşfetmesi gerektiği" gerçeği etkiliyor beni hayata dair. daha çok şey görmek, tecrübe etmek istiyorum, daha çok şehir, daha çok ülke, daha çok fırsat ve seçenek, belki biri beni tamama erdirir diye. bunu eğer bana bir tanrı verdiyse tamamen, yani içinde yaşadığım kum havuzunu o yarattıysa... o zaman bana neden güzel hayat, başka birine cehennemken? bir devletin politikalarının sonucu bu kadar net olacaksa, yani tanrı bizi bir elma ısırığından beri bu kadar yalnız bırakıyorsa, o halde ne önemi var varlığını tartışmanın?
ya acıyı ben yaratıyorsam ve sadece tanrıyı yaşamdan geçerek sevmem gerekiyorsa, yetiyorsa? niye acıyı yaratıyorum o halde? sonsuz güçlü tanrı, sonsuz, bitmeyecek bir mutluluk yaşayacak insanlar yaratamaz mıydı? bilinçsizlik getirirdi der buna yüzlerce distopya yazarı, o halde tanrının evreni yaratırken uyması gereken bir kural kitabı mı vardı? neden hepimizi her zaman, ölene kadar mutluluk içinde yaşayacak şekilde yaratmadı?
inancımı kaybediyorum ben... kaybetmemek için bir sebep göremiyorum çünkü.
Yorumlar