When people run in circles it's a very, very mad world.

tanrı yok. müzik var sadece.

noone knew me. noone knew me.

biz yalnızız bu dünyada. umursadıkça ölüyoruz, umursadıkça kuruyor kanımız. düşüncenin soluk gölgesi karartıyor yaşamın doğal rengini. yapmak istediklerimizi yapmak yerine yapmamak istediklerimizden kaçmak daha kolay geliyor bize. müzik anlayabiliyor sadece bizi.

going nowhere. going nowhere.

tanrı yok. müzik var sadece.

no tomorrow. no tomorrow.

elimizde tutuyoruz yaşamımızı, kararlarımızı kendimiz alıyoruz, almamız gerekiyor basitçe. ilerlememiz gerekiyor düşünmeden, yaşamamız gerekiyor tüm yaşamı, yaşamamız gerekmiyormuş, yaşamayı istiyormuşuz gibi. müzik anlayabiliyor sadece bizi.

look right through me, look right through me.

tanrı yok. müzik var sadece.

the dreams in which i'm dying are the best ones i've ever had.

tanrı yok.

biz varız sadece.

Yorumlar

Çok başarılı.
Ahmet Kamil Keleş dedi ki…
Kulağa tuhaf geleceğini biliyorum, ama ben tanrının varlığını yokluğun içinde hissediyorum. Onu yokluğa bakarken görüyorum, boş bir Word dökümanının içinde, sessiz ve karanlık bir gecede. Bu dediklerim "sen şimdi tanrının var olmadığını mı ima etmeye çalışıyorsun?" şeklinde cevaplanabilir, ama hayır; bu yokluk ve ıssızlık, o hep hissettiğim alt bir boyutta varlığımızı sürdürüyor olma, izleniyor olmanın hissini şiddetlendiriyor.

Ama buna karşın, yokluğun boşluğunu dolduracak öyle bir varlık var ki ıssızlık gibi bana tanrının varlığını hissettirir: Estetik. (Estetik kelimesinin tanımına çok uygun olmasa da bunu tüm evrene yayılmış bir varlık olarak görmekte sakınca görmüyorum)

Ortaya konulan bazı kanıtlar ve sebepler olur ya, mantıksal düzlemde karşılıkları olmadıkları için geçersiz sayılırlar, "Because the sky is blue, it makes me cry" gibi... Müziğin de dahil olduğu sanatların, bunları icra edecek ve takdir edecek insanların var oluşu ve bunun evrenselliği benim için bir kanıt, ama bunun geçerli bir kanıt olamayacağının farkındayım. Hoş, zaten algıötesi bir şekilde varlığını sürdürmesi gereken bir kavrama nasıl mantıksal çıkarımlarla ulaşabiliriz ki...

Hayır, bu yazını yeni okumadım, sen yazdıktan kısa bir süre sonra okumuştum, ama bugün bazı şeyleri düşünürken aklıma bu yazı ve benim şimdi dediklerim geldi. Sadece senle paylaşmak istediğim için bloguma veya foruma filan yazmayacağım.
yiğitcan dedi ki…
ahmet aslında senin "mantığın" daha ziyade tanrıyı şahıs içerisinde alıyor, yani ıssızlık tanrıyı ortaya çıkarıyorsa, sen tanrısın demektir bu, kendi evreninde, kendi yaşam çizginde. sanatı da açıklıyor bu, güzelliğin ve yalnızlığın tanrıya işaret etmesinin sebebini de. güzellik ve yalnızlık en kişisel şeyler çünkü bu dünyada...

sağol yorumun için =)

Popüler Yayınlar