A shooting star is not a star, not a star at all. A shooting star's a meteor that's heading for a fall.
Megalomanimin yukarılarda gezdiğini farkettim, bu bloga yazdığım herşey benim hakkımda, benim isteklerim ve benim hayal kırıklıklarım. Az önceki cümle dahil.
Bencil bir insanım, bak bunu yedi yaşımdan beri biliyorum. Sekiz de olabilir emin değilim. Emin olduğum birşey, yıllardır bastırılmış bir bencil ve megaloman olduğum. Bilmiyorum fakat bana öyle geliyor.
İnsanların davranışlarının altında hep bir neden vardır. Hayat hiçbir anlam ifade etmez; uzunca bir süre ona bakmamızın ardından hayal ettiklerimizin dışında. (Rorschach - Watchmen) Hayatta hiçbirşey kesin değildir ve hiçbirşey rastgele değildir. Herşey, bir önceki başka bir şeyin sonucu veya bir sonraki başka bir şeyin bedelidir. Bilinçaltımızın hayatımızı etkilediğine inanıyorum, küçüklükten gelen hatırlayamadığımız olayların dahi bir etkisi olduğuna. Hatta özellikle o olayların. Herşey birbirine bağlı.
Garip sayılabilir bir insanım. Öncelikle bir karakterim yok. (Ve karşınızda megalomani.) Diğerlerinin yanında şekilleniyorum. Genelde ortamda olan insan eğer tek kişiyse onun zıttı oluyorum, onu dengeliyorum. Bunu farkettim. Onun dışında içgüdümün dediğinin tam tersini yapmaya çalışıyorum ki bu da bende birşeylerin ters gittiğinin göstergesi. Sonra kendi kendime konuşmaktan zevk alıyorum, fakat dikkat şizofreni değil bu. Kendi kendime konuşuyorum, fakat cevaplar veriyorum arada, tırsıyorum. Bugüne kadar hiçbir sorunumu oturup biriyle konuşma suretiyle yardım alarak çözmedim, kendi içimde şekillendim. Milyonlarca wikipedia bilgisini tutabilecek bir beynim var sanırım, fakat anlattığım bir olayın kendi başımdan mı geçtiği yoksa bir arkadaşın başından mı geçtiğini hatırlamaktan acizim. Yalancıyım, ve iyi yalan söylerim. Son beş senedir ortaya çıkan bir yalanım yok, fakat bu hem ustalaştığımdan hem de yalanlarımın gözle görülür biçimde azalmasından kaynaklanıyor. Böceklerden tiksiniyorum ve açıklayamadığım bir biçimde onlardan kaçıyorum. Karıncalar ve sineklerle bir problemim yok, fakat hamam böcekleri (lan tüylerim diken diken oldu), arılar, uçan bazı tanımlayamadığım böcekler (U.F.I.) ve hamam böceklerinden (evet kasten) korkarım. Robo Roach'un kardeşini severdim ama. Ayrıca şişmanım, gerçi bu garip falan değil. 100 kilo olduğumu araya sokmak istedim (merak etmeyin (evet merak ettiniz çok feci) obez değilim, boyum 190. (aslında 188 fakat halk içinde 190 diyorum)). Son olarak, başkasını yaparken gördüğüm birşeyi yapamıyorum. Level forumlarında kendi avatarımı başkasında görünce değiştiriyordum mesela, ya da benim giydiğim bir kıyafet başkasında görülünce o kıyafetten soğuyorum. Nikim başkaları tarafından kullanılıyorsa korkuyorum falan.
Fakat, bütün bunlara rağmen, en nefret ettiğim şahıstan, henüz ondan nefret etmiyorken öğrendiğim birşey var. Bütün garipliklerimle gurur duyuyorum. Hepsinden onur duyuyorum ve hepsine beni şereflendirip yonttukları için minnettarım. Hepsini seviyorum ulan.
Bencil bir insanım, bak bunu yedi yaşımdan beri biliyorum. Sekiz de olabilir emin değilim. Emin olduğum birşey, yıllardır bastırılmış bir bencil ve megaloman olduğum. Bilmiyorum fakat bana öyle geliyor.
İnsanların davranışlarının altında hep bir neden vardır. Hayat hiçbir anlam ifade etmez; uzunca bir süre ona bakmamızın ardından hayal ettiklerimizin dışında. (Rorschach - Watchmen) Hayatta hiçbirşey kesin değildir ve hiçbirşey rastgele değildir. Herşey, bir önceki başka bir şeyin sonucu veya bir sonraki başka bir şeyin bedelidir. Bilinçaltımızın hayatımızı etkilediğine inanıyorum, küçüklükten gelen hatırlayamadığımız olayların dahi bir etkisi olduğuna. Hatta özellikle o olayların. Herşey birbirine bağlı.
Garip sayılabilir bir insanım. Öncelikle bir karakterim yok. (Ve karşınızda megalomani.) Diğerlerinin yanında şekilleniyorum. Genelde ortamda olan insan eğer tek kişiyse onun zıttı oluyorum, onu dengeliyorum. Bunu farkettim. Onun dışında içgüdümün dediğinin tam tersini yapmaya çalışıyorum ki bu da bende birşeylerin ters gittiğinin göstergesi. Sonra kendi kendime konuşmaktan zevk alıyorum, fakat dikkat şizofreni değil bu. Kendi kendime konuşuyorum, fakat cevaplar veriyorum arada, tırsıyorum. Bugüne kadar hiçbir sorunumu oturup biriyle konuşma suretiyle yardım alarak çözmedim, kendi içimde şekillendim. Milyonlarca wikipedia bilgisini tutabilecek bir beynim var sanırım, fakat anlattığım bir olayın kendi başımdan mı geçtiği yoksa bir arkadaşın başından mı geçtiğini hatırlamaktan acizim. Yalancıyım, ve iyi yalan söylerim. Son beş senedir ortaya çıkan bir yalanım yok, fakat bu hem ustalaştığımdan hem de yalanlarımın gözle görülür biçimde azalmasından kaynaklanıyor. Böceklerden tiksiniyorum ve açıklayamadığım bir biçimde onlardan kaçıyorum. Karıncalar ve sineklerle bir problemim yok, fakat hamam böcekleri (lan tüylerim diken diken oldu), arılar, uçan bazı tanımlayamadığım böcekler (U.F.I.) ve hamam böceklerinden (evet kasten) korkarım. Robo Roach'un kardeşini severdim ama. Ayrıca şişmanım, gerçi bu garip falan değil. 100 kilo olduğumu araya sokmak istedim (merak etmeyin (evet merak ettiniz çok feci) obez değilim, boyum 190. (aslında 188 fakat halk içinde 190 diyorum)). Son olarak, başkasını yaparken gördüğüm birşeyi yapamıyorum. Level forumlarında kendi avatarımı başkasında görünce değiştiriyordum mesela, ya da benim giydiğim bir kıyafet başkasında görülünce o kıyafetten soğuyorum. Nikim başkaları tarafından kullanılıyorsa korkuyorum falan.
Fakat, bütün bunlara rağmen, en nefret ettiğim şahıstan, henüz ondan nefret etmiyorken öğrendiğim birşey var. Bütün garipliklerimle gurur duyuyorum. Hepsinden onur duyuyorum ve hepsine beni şereflendirip yonttukları için minnettarım. Hepsini seviyorum ulan.
Life is a test, and I confess I like this mess I've made so far.
Yorumlar